Kripto para piyasaları, hafta sonlarında hacimlerin azalmasıyla birlikte beklenmedik dalgalanmalar yaşayabilmektedir. 13 Nisan’da yaşanan Mantra’nın OM tokenındaki sert düşüş, bu kırılganlığın bir başka örneği olarak kaydedildi. Olayın, içeriden damping iddialarını da beraberinde getirmesi, endüstrideki yönetişim ve likidite sorunlarının yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
İçeriden Satış İddiaları ve Hafta Sonu Hacimsizliği Birleşince Felakete Yol Açtı
Mantra’nın OM tokenı, piyasa kaynaklarına göre 13 Nisan Pazar günü yüzde 90’ı aşan bir düşüşle 6,30 dolardan 0,50 doların altına geriledi. Bu ani hareket, yatırımcılar arasında piyasa manipülasyonu tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Bitget CEO’su Gracy Chen, sektörel yayınlarda yaptığı açıklamada, “OM token çöküşü, bir dizi kritik sorunu ortaya çıkardı.” diyerek, özellikle hafta sonu likidite saatlerindeki düşüklüğün bu tür çöküşlere zemin hazırladığını ifade etti.
Blockchain analistleri, OM token çöküşünün sebeplerini araştırırken, bir veri analiz platformundan gelen bilgilere göre, çöküşün hemen öncesinde borsalara milyonlarca OM tokenı transfer edildiği belirlendi. Mantra yönetimi, 16 Nisan’da yaptığı açıklamada, projeye ait herhangi bir token satışının gerçekleştirilmediğini vurguladı. Ancak toplu token transferleri, sektör uzmanları tarafından “içeriden damping” riski olarak değerlendirilmeye başlandı. Chen, merkezi borsalara yönelen büyük miktardaki token hareketlerinin büyük bir uyarı işareti olduğunu ve ani zorunlu likidasyonların fiyatları daha da baskılayabileceğini belirtti.
Uzmanlar, hafta sonu yaşanan likidite eksikliğinin sadece OM tokenını değil, Bitcoin gibi güçlü kripto varlıklarını da etkilediğini ifade etti. Piyasa verilerine göre, Bitcoin 6 Nisan Pazar günü 75.000 doların altına inerek kısa süreli bir düzeltme yaşadı. Kripto piyasasının 7/24 işlem görmesi sayesinde hafta sonları yaşanan ani satışların, normal çalışma saatlerine göre daha belirgin dalgalanmalara yol açtığı belirtildi. Araştırmacılar, bu tür düşüşlerin ani borsa giriş-çıkışları ve içeriden satış iddialarıyla birleştiğinde yatırımcı güvenini zedeleyebileceğine dikkat çekmektedir.
