Peru’da kaçak madenciler tarafından kaçırılan 13 maden işçisinin cansız bedenine ulaşıldı. Hükümet madencilik faaliyetlerini askıya aldı ve sokağa çıkma yasağı gündeme geldi.
Peru’nun kuzeyindeki Pataz bölgesinde yaşanan trajik olay, kaçak madencilik faaliyetlerinin ne denli tehlikeli olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Geçtiğimiz ay, bölgedeki kaçak madenciler tarafından kaçırılan 13 maden işçisinin cansız bedenine ulaşıldı. Bu olay, yerel halkta ve ülke genelinde büyük bir infiale yol açtı.
PERU HÜKÜMETİ’NİN YENİ ÖNLEMLERİ
Olayın ardından Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte, Pataz bölgesindeki madencilik faaliyetlerini 30 gün süreyle askıya alma kararı aldı. Boluarte, ordunun maden işletmecisi Poderosa‘nın faaliyet gösterdiği bölgeyi kontrol altına alacağını ve güvenliği sağlamak için çeşitli önlemler alacağını açıkladı.
ASKERİ ÜS VE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI PLANI
Peru hükümeti, güvenlik sorunlarını çözmek amacıyla bölgede bir askeri üs kurmayı ve mümkün olan en kısa sürede sokağa çıkma yasağı uygulamayı planladı. Peru Madencilik ve Enerji Bakanı Morge Montoro, madencilik faaliyetlerinin 30 gün daha uzatılabileceğini belirtirken, Poderosa şirketi, Pataz’da yaklaşık 40 kişinin suç çeteleri tarafından öldürüldüğünü öne sürdü. Bu kez yaşanan olay, bölgedeki organize suçlarla mücadele konusunda ciddi kaygılar doğurdu.
KATİL ÇETELER VE YASAL ADALET
Bölgedeki suç çeteleri ile mücadele, Peru hükümetinin öncelikli hedeflerinden biri haline geldi. Yetkililer, kaçak madencilik faaliyetleri ile mücadele etmenin yanı sıra, madencilerin ve yerel halkın güvenliğini sağlama konusunda da etkin adımlar atmak zorunda olduklarını biliyorlardı. Bu trajik olayın ardından, Peru’daki birçok insan adalet arayışının öneminin farkına vardı.