İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen ‘yolsuzluk’ soruşturması çerçevesinde tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında verdiği ifadeler dolayısıyla ‘terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek’, ‘hakaret’ ve ‘tehdit’ suçlamalarıyla yargılandığı davada ilk kez mahkeme önüne çıktı. İlk duruşmada mahkeme heyeti, mütalaanın hazırlanması amacıyla dava dosyasını duruşma savcısına iletilmesine karar vererek duruşmayı 16 Haziran’a erteledi.
SAVUNMASININ TAM METNİ YAYIMLANDI
Dava kapsamında, 7 yıl 4 ay hapis cezası, seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakılması ve kamu görevinden men edilmesi talep edilen İmamoğlu’nun, ilk duruşmada yaptığı savunmanın tam metni kendi internet sitesinde yayımlandı.
İmamoğlu, sosyal medya hesabından “Bugünkü mahkemede yaptığım savunmamı milletim okusun.” mesajı ile paylaştığı savunmasında:
“BEN BURADA NİYE BULUNUYORUM ACABA?”
“Bugün burada bulunurken, geçmişte bu kampüs içerisinde, Ergenekon safsatası ve uydurma kumpas davalarında, çokça davaları takip etme fırsatım oldu. Haksızlığa uğrayan insanların sürecine tanıklık ettim.
Kendimi siyasi duyarlılıkla, burada insanların gözlerinin içine bakarak sürecin nasıl yönetildiğini anlayabilmek için buraya geldim. Burada yaşananların pek de adaletli olmadığını kabul etmek zorundayım.
Yüce Türk milleti adına, yüce Türk yargısının iyi kararlar vermesiyle ilgili umudumu ifade ettim. “Devletin dini adalettir” inancını taşıyan bir topluluk olarak, burada bulunma nedenimiz budur.
Burada yargı adına karar vermekle sorumlu olan sizlerin huzurunda, 16 milyon İstanbullunun Belediye Başkanı olarak bulunmaktan dolayı bir üzüntü taşıyorum. Silivri’nin havasında olmamın ardında yatan nedenler, milletimizi üzen ve umutsuzlaştıran bir atmosferdir.
Düşünseniz ki, burada bulunmamın arkasında ciddi bir süreç söz konusudur. Duygularımın doğru olup olmadığını bana gösteren olaylar yaşanmakta. Bu durumda, bana yöneltilen suçlarla ilgili çok net bir şekilde cevap vereceğim. Ama öncelikle neden burada bulunduğumu sorguluyorum.”
“KANALA, YALANA, TALANA VE AYNI ZAMANDA RANTA KARŞI DURDUĞUM İÇİN BURADAYIM”
Ben, 16 milyon İstanbullunun kentinde, onların iradesini temsil etmek için buradayım. Bir kişi veya bir grup tarafından ‘Aşkım İstanbul’ ifadesiyle sahiplenilen bir kentte, halkın iradesinin geçerli olduğunu savunarak, burada bulunmamın sebebi işte budur.
Bu salonda, yargıya karşı cevaplarımı sıralamaktayım. Türkiye’nin önünde saygıyla eğilen 16 milyon insanın Belediye Başkanı olarak buradayım ve bunun benim için önemli bir sorumluluk olduğunu unutmuyorum.
Saygıdeğer hakim, burada yargı adına karar vermekle görevli olan sizlersiniz. Ben de bu kentin Belediye Başkanı sıfatıyla buradayım. 16 milyon insanın bir temsilcisi olarak, bu atmosferde bulunuyor olmaktan dolayı herhangi bir mutluluk hissi taşımıyorum.
Yüreğimde beslediğim duyarlılıkla, buradaki haksızlıkların insanlar üzerinde nasıl bir etki yarattığını ifade ediyorum. 20 Ocak’ta yaptığım bir konuşmadan sonra meydana gelen gelişmeler, şimdi beni burada bekleyen bu duruma neden olmuştur.
Bu süreçte içeride bana isnat edilen suçlarla ilgili net bir şekilde savunma yapacağım. Ancak, burada bulunma nedenim üzerine düşünmem beni derin bir sorgulama içine sokuyor.”
“DİREKT BAŞKA GEREKÇELERLE BURADA BULUNUYORUM”
Çünkü ben, 16 milyon İstanbullu adına, farklı nedenlerle yargılanan bir insan olarak buradayım. Bir kişi veya bir olaya dayanarak değil, halkın iradesinin arkasında durarak bu pozisyonda duruyorum. Geçmişte yapılan seçimlerdeki irade, benim burada olmamın temel nedenidir.
Ve bu nedenle, burada ifademi vermekle yükümlüyüm. Aynı zamanda saygı duyduğum birçok insanın, benim burada olmamın sebebini anlamasını istiyorum.
Birçok insanın kalbine kazınmış olan bu duygularla, bu sürecin bir parçası olmayı kabul ediyorum. Özellikle de 86 milyon insanın iradesinin temsili noktasında, önümüzdeki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olarak bulunuşumdan dolayı da bu koşullardayım.
Bu durum, yalnızca “Cumhurbaşkanı adayıyım” ifadesiyle sınırlı değil. 15,5 milyon insanın katıldığı ön seçimde aldığım destekle burada duruyorum.”
Bunun yanı sıra, Türkiye’deki siyasi atmosferin yarattığı ortam, burada haksızca yargılanmak ve Silivri Kampüsü’nde bulunmak bana acı veriyor. Ama yine de, milletin huzurunda ifade vermek benim için bir çıkıştır.
Sayın Hakim, sizlerin önünde durmaktan dolayı ben de sorumluluk hissediyorum. Burada savunmamı yaparken bazı sorular sormak, şeffaflık adına ve yargı sisteminin düzgün işlemesi açısından gereklidir. Benim için önemli olan, bu süreçte adaletin nasıl işlediğidir. 10-15 yıl sonra bırakın diplomanın iptal edilmesi, bırakın adli süreçlerin uygulanmasını, iyi bir geleceği sağlamak adına elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.”
Bununla birlikte, bu işlerin nihayetinde hangi mecrada sonuçlanacağıdır.
Bu yüzden ben de savcılık sürecinin hangi doğrultuda gittiğini görmek istiyorum. Burada savunmalarımı yaparken, soruşturma sürecinin nasıl işlemekte olduğu, doğru bir şekilde yürütülüp yürütülmediği, hangi şartlar altında hareket edildiği önemlidir.
“ŞEFFAF BİR YAŞAM SÜRDÜRECEĞİM”
Sayın Hakimim, şuna dikkat çekmek istiyorum: benim hayatım her zaman şeffaf olmuştur ve bundan sonra da böyle olacaktır. Yargı süreci içerisinde gördüğüm eksiklikler ve adaletsizlikler karşısında durmak için buradayım. Bu ülkenin ve milletimin geleceği için, el birliğiyle çalışmalıyız.”
Bunu sağlamak adına, gelecek için her birimizin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Ben, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyım ve bu vazifemin bilincindeyim. Bu onura sahip olmanın bana sağladığı avantajlarla milletime hizmet etmeye devam edeceğim.
Şunu bilmelisiniz: bu süreç içerisinde ben, devamlılığımı ve şeffaflığımı koruyarak, hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğim. Herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği bir ortam yaratmaya kararlıyım.
“BU MİLLETİ TEMSİL ETMEKTE SORUMLULUK HİSSEDİYORUM”
Sayın Hakim, bu davada adaletin yerini bulması konusunda benim üzerime düşen sorumluluğun bilincinde olduğumu vurgulamak isterim. Her bir birey olarak, adaletin sağlanması için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Ben, bu milletin evlatlarını geleceğin teminatı olarak görerek üzerime düşen sorumluluğu kabul ediyorum ve bu yolda ilerleyeceğim.
Unutmayın, ben yalnızca kendim için değil, milletimin geleceği için buradayım. Bu sebeple, sizlere bu süreçte adaletin sağlanması konusunda duyduğum inancı ve kararlılığı sunuyorum. Unutmayın, bizim huzurumuz, ülkemizin geleceği ile doğrudan bağlantılıdır.