Galatasaray, Dünya Kupası sonrası yeniden liderlik koltuğuna oturdu. Kayseri ve Alanya karşılaşmalarında sergilenen ilginç performanslar, bu noktaya ulaşmalarını biraz geciktirmişti. Geçen sezonun kötü tecrübesinin ardından, İstanbulspor karşısında kazanarak liderlik şansını yakalamak bile oldukça önemli bir durum.
Gomis, daha önce golü hak eden bir oyuncu olarak dikkat çekti. İlk yarıda direktikten dönen top, onun o anki şanssızlığını ortaya koydu. Ancak hemen ardından gelen gol, takımın motivasyonunu arttırdı. Okan Hoca ve ekibinin duran toplar üzerinde yaptığı çalışmanın etkisi, maç boyunca kendini gösterdi. Her duran topta oluşturulan hücum setleri, neredeyse tümüyle tehlike yarattı. Kerem’in kaçırdığı ve Gomis’in kafa vuruşunun direğe takıldığı anlar, farklı bir sonuç alabilme şansını gösteriyordu.
İlk yarıda Torreira, Fredrik ve Mertens üçlüsünün takım oyunu, İstanbulspor’a fazla hücum fırsatı tanımadı. Mertens, sergilediği performansla göz doldurdu. Gomis iki gol atmış olsa da, Mertens’in maçın adamı ilan edilmesi sürpriz olmazdı. Kendi ceza sahasında da kademeye giren Kerem ve Rashica, son anlarda daha doğru tercihler yapabilselerdi, maçın süratle kopmasını sağlayabilirdi.
Maçın akışını değiştirmek için en etkili yol 3. golü bulmaktı. 2-0’lık skorla devam ederken, rakipten gelecek bir gol, maçı tamamen farklı bir noktaya taşıyabiliyor. Oyun kontrolünü kaybetmek, özellikle 60. dakikadan sonra yaşanan stres altında zorlayıcı bir durum oldu. Yusuf, Mata ve Petr Oliviera gibi isimlerin oyunda olması, topun kontrolünü sağlamakta yeterli olmadı. Ayrıca, ileri uçta Mertens gibi bir oyuncunun varlığı da göz ardı edilmemeliydi. İstanbulspor’un kaçırdığı net pozisyonda ise, birçok kişi muhtemelen “iki puan kaybettik” düşüncesine kapıldı. Ancak, maçı kayıpsız tamamlamak, Galatasaray için önemli bir başarıydı.