Real Madrid formasıyla Avrupa devlerinin korkulu rüyası haline gelen milli futbolcumuz Arda Güler,
küçük bir çocuktan, dünyanın en büyük kulübüne uzanan bu yolculuk… Sadece futbol değil, hayallere inancın vücut bulmuş hali!
‘BUZ DOLABINI DOLDURACAKSIN ARDA’
Mektubun en yürek burkan anlarından biri, 13 yaşında ailesinden ayrılıp İstanbul’a tek başına gittiği gündü. Ablasının
söylediği şu cümle unutulmaz: “Arda, buzdolabını doldurman gerekiyor.” O anda eğlence gibi başlayan bir oyun, artık ailesinin kaderine
dönüşmüştü. Omuzlarında milyonlarca insanın beklentisi değil; bir annenin gözyaşı, bir babanın umudu vardı.
FENERBAHÇE TUTKUSU: DAMARLARDA AKAN KAN
“Babam Fenerbahçe’yle yaşıyordu” diyen Arda, Fenerbahçeli oluşunu adeta genetik bir miras gibi tanımlıyor. Derbi golünde tavan lambasını kıran,
şampiyonluk kaybında ayağını inciten bir babanın oğlu olarak, Sarı-Lacivertli renklere duyduğu tutkuyu içselleştirdi.
Bu sadece bir forma değil, bir aile mirasıydı.
YOKLUK, UTANÇ VE GÜÇLENEN KARAKTER
İstanbul’da okula serbest kıyafet günü gelen Arda’nın, üniforma ile gitmek zorunda kalması… Arkadaşlarının gülüşleri arasında
utanmaktan başka seçeneği yoktu. Ama o an bile başını eğmedi. Çünkü biliyordu ki gerçek futbolculuk, çim sahadan önce hayatla verilen mücadelede başlıyordu.
’10 NUMARA’YI SIRTINA TAKTIĞI AN
17 yaşında, Mesut Özil’in ardından Fenerbahçe’nin efsanevi 10 numarasını sırtına geçirdi. Korkmadı, çekinmedi.
“Giymeye cesaretin varsa al” dediklerinde tek bir saniye düşünmedi: “Alıyorum” dedi. O artık sadece bir futbolcu değil,
bir jenerasyonun ilham kaynağıydı.
DÜNYANIN EN BÜYÜK SAHNESİNE ADIM
Ve Real Madrid… “Dördüncü hayalim” diyor Arda Güler. Transfer süreci, teklifler ve kafasını karıştıran tüm ihtimallerin arasından
Carlo Ancelotti’nin görüntülü aramasıyla netlik kazanıyor. “Merhaba Arda, nasılsın?” diyen bir teknik direktör değil, bir rüya ekranına düşüyordu.
Ve Arda Güler o an, sadece ülkemizi değil, bir hayalin ete kemiğe bürünmesini temsil ediyordu.