ANKARA’da meydana gelen yangında yaşamını yitiren Hüsniye Çelik Şahin (32) ve 3,5 aylık oğlu Aras Şahin, memleketleri Kahramanmaraş’ta aynı mezara defnedildi.
Yangın, Çankaya ilçesi Alacaatlı Mahallesi’ndeki Yaşamkent Valero Sitesi’nin 4. katında, elektrik kontağından kaynaklanan bir arıza nedeniyle 12 Temmuz’da çıktı. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederek alevleri kontrol altına aldı ve mahsur kalanları kurtardı. Ancak bu trajik olayda Hüsniye Çelik Şahin, oğlu Aras Şahin ve sitenin güvenlik görevlisi Muharrem Çetinkaya (63) hayatını kaybetti. Eşi ve bebeğini kaybeden bilgisayar mühendisi Mustafa Şahin, yangından kurtarılıp hastaneye kaldırıldı ve tedavi altına alındı.
Otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından cenazeleri Kahramanmaraş’a getirilen Hüsniye Çelik Şahin ve oğlu Aras’ın naaşları, hastane morgundan alınarak Serintepe Camii’ne götürüldü. Cenazeye, Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer, Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel ve yakınları katıldı. İmamın helallik almasının ardından önce Hüsniye Çelik Şahin’in, ardından oğlu Aras’ın cenaze namazı kılındı. Ardından, Kapıçam Şehir Mezarlığı’na götürülen anne ve bebeği, gözyaşları içinde aynı mezara defnedildi.
Gelinini ve torununu kaybeden Necati Şahin, “Acımız çok büyük. Oğlumun taburcu olmasını bekledik, ancak tedavisi devam ediyor ve kendini toparlayamadı. Farklı komplikasyonlar yaşadı, kalp ritmi bozuldu. Yangının elektrik kontağından çıktığını söylüyorlar” dedi.
‘HEDİYELERİ ÖLDÜKTEN SONRA ULAŞTI’
Hüsniye Çelik Şahin’in ağabeyi Yemliha Çelik, kardeşinin iyilik yapmayı seven birisi olduğunu belirtti. Kız kardeşinin, yaşamının son günlerinde yeni bebek sahibi olan arkadaşlarına hediyeler gönderdiğini ve bunu vefatından sonra öğrendiklerini ifade etti. Çelik, “Sevdiği insanlara ve herkese iyilikle gitti. Dolayısıyla o insanlar, onun vefatından sonra hediyeleri aldılar ve gözyaşları içinde bize durumu bildirdiler. Bizim de yüreğimiz parçalanıyor, bu çok büyük bir acı ve trajedi. Çok iyi bir insandı. Anne olma özlemiyle doluydu. Üniversitedeki arkadaşlarına yardım eder, hasta olanların yanına koşar, bir çorba yapar, iyilikte bulunurdu. ‘Ağabey, benim içimde annelik var, ben bu dünyaya anne olmak için gönderildim, herkese anne gibi davranıyorum’ derdi. Çok güzel bir insan, bebeğiyle birlikte trajik bir şekilde bu dünyadan ayrıldı. Ancak içimiz huzurlu çünkü çok temiz bir kalple gitti. Adaletin tecelli etmesini bekliyoruz, bu acıların bir daha yaşanmaması dileğiyle. İnsan hayatının kıymetli olduğu gerçeğini unutmadan, bu olayın peşini bırakmayacağız.”