Geçtiğimiz kötü sezonun ardından iç dinamikleriyle çözüm arayışına giren Galatasaray, Okan Buruk ile yeni bir yola çıktı. Okan Hoca, Akhisar ve Başakşehir’deki başarılı deneyimlerinin ardından Galatasaray seviyesindeki ciddi rekabetle yüzleşmek durumunda. Transferler sonrası kadroda heyecan verici bir ilk onbir oluşturmak mümkün, ancak alternatifler konusunda sorunlar mevcut. Antalyaspor’un üç değişikliğine karşılık vermek için bekleyen hoca, Fredrik’in kesinlikle ilk onbir oyuncusu olduğunu gözlemledi. Taylan ve Emre Kılınç için yedekler konusunda ise fark yaratacak demek zor. Ancak belki Emre Kılınç burada bir istisna oluşturuyor. Temelde kadronun tek üst seviye yedeği Gomis, oyuna girmesiyle hemen etkisini gösterdi. Öte yandan, Marcao’nun gidişi sonrası Nelsson’un durumu da belirsizliğini koruyor. Transfer döneminin kapanmasının ardından net bir takım değerlendirmesi yapmak mümkün ama mevcut duruma dair bir ilk maç analizi yapmakta fayda var.
Antalya’nın sıcağında, oyuncuların güçlerini ekonomik kullanmaları gerekiyor. Antalyaspor, geçen sezonun üzerine kadrosunu güçlendirerek geldi. İlk yirmi dakikada kurdukları baskı gayet normaldi ve savunma arkası koşularda etkili oldular. Nelsson ve Abdulkerim’in birlikte oynaması, uyum sorunlarına neden oldu, zira bu ikili, hazırlık maçları dışında ilk kez yan yana maç oynadı. Galatasaray, takımın kalesini Muslera’nın üstün performansıyla koruyunca oyuna adapte olmaya başladı. Kerem ve Akbaba ile önemli pozisyonlar bulsalar da, Seferovic’in etkisiz görünümü yanıltıcı. Seferovic, bol yer açarak takım arkadaşlarının pozisyon bulmasına olanak sağlıyor. Eğer bu arka üçlü, Seferovic’in yarattığı alanlara girebilirlerse, Seferovic üzerindeki baskıyı da azaltacaklardır. Temponun düştüğü anlarda yapılan bir savunma arkası koşu sonucunda penaltı durumu ortaya çıktı; tartışmalı bir konu daha başımızı ağrıtıyor. Muslera, kritik anlarda takımın ayakta kalmasını sağlayan isim oldu.
İkinci yarı için hamleler daha önce gündeme geldi. Gomis’in oyuna daha erken dahil edilmesi gerektiğini düşünmüştük. Gomis’in oyuna girmesiyle Yunus’un çıkarılması da beklenmedik bir tercih oldu. Maçın en iyileri arasında, 1) Muslera, 2) Yunus Akgün öne çıkıyor. Yunus, her top aldığında heyecan yarattı; Emre Akbaba’nın, arkasında Yunus olduğunu görmesi halinde muhtemelen bir golle buluşması mümkün olacaktı. Gomis’in girişiyle Seferovic’in oyunda kalması doğru bir stratejiydi. Geçtiğimiz sezon Torrent’in çift santrfora dönüşmemesi eleştiriliyordu. Gomis’in ardından Seferovic, daha geniş alan bulup markajdan kurtulma fırsatı yakaladı. Seferovic’in başlattığı atak, organize bir golle sonuçlandı. Fredrik’in sağladığı asistle maç daha da heyecanlı hale geldi. Henüz takımda daha birçok yetenekli isim, Mertens ve Oliviera gibi oyuncular, hazır hale gelmeye başlayacak. Torreira gibi bir orta saha da yolda. Bu durumda Galatasaray, kaliteli gollere ev sahipliği yapmaya devam edecek gibi görünüyor.
