Çocukluk dönemlerimize ait Ali Sami Yen anılarını tazelercesine bir karşılaşma izledik. Galatasaray, rakibini kendi yarı sahasında sıkıştırarak, yoğun bir baskı kurarak erken bir gol buldu ve maç boyunca kontrolü elinde tuttu. Okan Hoca’yı bu stratejik yaklaşımından dolayı tebrik etmek gerek. Derbi galibiyetinin getirdiği coşkuya kapılmadan, aynı kadro ile sahaya çıkmamayı tercih etti. Her karşılaşmanın kendine özgü bir senaryosu vardır.
Barış’a gereken formayı vererek, rakiplerin kapalı savunmasına karşı daha etkili olabileceği İcardi ile yola çıkmayı tercih etti. İlk yarıda Galatasaray, 43 kere ceza sahasına girdi. Ali Sami Yen’de bu kadar yoğun bir baskıyı, özellikle bir deplasman takımının kaldırması son derece zordu. Bu baskının en önemli aktörlerinden biri ise Torreira oldu. Sahada her yerdeydi ve performansı ile göz doldurdu.
Hatayspor’un bir gol bulması durumunda dahi, Galatasaray’ın karşılık verme gücü oldukça yüksekti. İkinci yarıyı oyuncular nispeten rahat bir tempoda geçirdi. Yunus, uzun bir süre oynamamasına rağmen Gomis’e gol pasını vererek şahsi çıkarlarını bir kenara bıraktı. Bu durum, takımın bir bütün olarak hareket ettiğini gösteriyor. Gelecek olan ikinci yarı, heyecan verici bir mücadele vaadinde bulunuyor.